KUMAR BAĞIMLIĞI
Kumar Bağımlılığı beynin etkilenmesi sonucu kişinin kumar oynama isteğini engelleyememesi, tekrarlayan biçimde oynamaya devam etmesidir.
Kumar bağımlılığı, ahlaki zayıflık veya irade eksikliği değildir.
Kumar bağımlılığı %3 oranında görülür. Her gelir grubunda görülebilir. 40-50 yaş arasında erkeklerde daha sıktır. Gençler arasında da giderek yaygınlaşmaktadır.
Kumar Bağımlılığı Nasıl Oluşur?
Genellikle ilk başta bir heves ile başlamaktadır. Fakat bu heves zamanla yerini daha çok kazanma hırsına bırakmakta ve kişiyi kumar oynamaya bağımlı hale getirmektedir.
Kumar oynamak ;öncelikle kazanma arzusu ile başlar. Kazanılan her kumar kaybetmeyi ,kaybedilen kumar da daha çok kaybetmeyi doğurur. Kişinin kumar oynama isteği genellikle maddi hayatını daha iyi yerlere getirebilmek ,gelecek kaygısını kumar ile düzeltebileceğini düşünmek ve bunların devamında daha çok para kayıp etmeye. Kayıp edilen her para da kişinin daha çok kazanma isteğini en azından kaybedilen parayı kurtarmaya yönelme ile bunun sonunca da daha çok para kaybetmeye başlar.
Kumar Bağımlılığı Riskleri Nelerdir?
Kumarbazlar kaybettiklerini bir seferde geri almayı umarlar. Bu gerçekleşmeyince davranışlarını ve kayıplarını yalanlarla örtmeye çalışırlar.
Kumar oynamak için gereken parayı sağlamak üzere, sahtekârlık, dolandırıcılık, hırsızlık, zimmetine para geçirme gibi yasa dışı eylemlerde bulunur.
Kumar oynama yüzünden önemli bir ilişkisini işini ya da eğitimi ile ya da mesleğinde başarı kazanması ile ilgili bir fırsatı tehlikeye atar ya da kaybeder.
Kumarbaz sinirli ve sır saklar hale gelince ilişkileri bozulur. kayıplarını telafi edemeyeceğini fark ederler. Sonuçta depresyon, intihar düşünceleri ve girişimleri olur. Bu aşamada ilişki problemleri ya da patolojik kumarbazlarda alkol ve madde bağımlılığı sıktır.
Kumar bağımlılığı bir rahatsızlıktır ve tedavisi mümkündür
Klasik kumar bağımlılığı tedavisinde özellikle serotonin ve dopamin hormon dengesini sağlayan ilaçlar kullanılır. Ancak ilaç tedavisi tek başına kumar bağımlığını tedavi edememektedir. Mutlaka iradeyi güçlendiren ve benliği kuvvetlendiren psikoterapi yöntemlerini de tedaviye eklemek gerekir. Bırakmaya istekli ve inancı yüksek olan kişiler ailenin de desteğiyle kumarı bırakabilirler. O yüzden kişinin bırakma isteğini ve inancını sağlamak da tedavi planının bir parçası olmalıdır.
Kumar bağımlısını kaybedilmiş bir kişi olarak görmemek gerekir. Kumar bağımlılığı ahlaki değil tıbbi bir sorundur ve tedavisi mümkündür.
Psikolog Atakan Furkan Şahin