Scroll Top

Eşler Arası Kıskançlığın Dozu Ne Olmalı?

Eşler Arası Kıskançlığın Dozu Ne Olmalı?

Çiftler bir ilişki yaşamaya başladıklarında, sevgi göstergesi olarak kıskançlığı baz alırlar. Peki eşler arası kıskançlığın dozu ne olmalı? Kıskanmak sevgi göstergesi midir? Kıskançlık normal bir duygu mudur? Tüm bu soruların cevabını makalemizde kısaca yanıtlamaya çalışacağız.

İlişki yaşamaya başlayan çiftler, sürekli partnerlerini yakın çevresinde ilişki yaşayan diğer çiftler ile karşılaştırırlar. Sizin partneriniz size karşı kıskançlık -bu çoğu zaman kısıtlama şeklinde olabilmektedir- göstermiyorsa karşılaştırma yaptığınız bir diğer ilişkide partner kıskançlık gösterdiğinde siz kendi ilişkinizi sorgulamaya başlıyorsunuz. Bu şu şekilde olabiliyor: Örneğin falancanın sevgilisi gün içinde kaç kere aradı sen beni hiç aramıyorsun. Arkadaşımın sevgilisi akşam dışarı çıkmasını istemiyor sen bana bu konuda bir şey söylemiyorsun, sen beni düşünmüyorsun demek ki. Arkadaşımın sevgilisi her ortamda bizimle birlikte ama sen her seferinde gelmiyorsun demek ki sen beni sevmiyorsun. Sen beni önemsemiyorsun ya da sen beni hiç kıskanmıyorsun! Eşler arası kıskançlığın dozu ne olmalı?

Bu ve bunun gibi pek çok örneğe çevremizde rastlamışızdır veya bizzat kendimiz yaşamışızdır. Peki kıskançlık normal bir duygu mudur? Elbette normal bir duygudur ancak burada önemli olan kıskanmanın dozudur. Halk arasında duyduğumuz ‘ seven insan kıskanır’ sözü çoğu zaman baz alınıp abartıya kaçmakta ve ilişkilere fayda değil zarar vermekte. En tehlikeli olanı ise ilişkimizi başkasının ilişkileri ile karşılaştırmaktır. Her insan nasıl ki farklıdır her ilişki de farklı olacaktır. Birbiri ile kopya edilmesi mümkün olmadığı gibi her kişinin seçtiği kişi farklıdır, kaldırabileceği davranışlar, sözler farklıdır, yaşayacağı olaylar ve ilişkinin gidişatı farklıdır.

Eşler arası kıskançlığın dozu ne olmalı? Elbette kıskançlık sevginin doğrudan bir göstergesi değildir. Seven insan kıskanmaktan ziyade karşısındaki bireyi iyi tanımaya, ona saygı duymaya, onunla konuşup hissettiklerini tam olarak anlamaya çalışmalıdır. Ve ona güvenmelidir.

Kıskançlığın Aşırı Dozu

Ancak partneriniz veya eşiniz siz kıskançlık kisvesi altında sürekli kısıtlıyor ise örneğin, ‘ bana konum at, bulunduğun yerden fotoğraf gönder, görüntülü arayayım, uzun süredir çevrim içisin ne yapıyorsun kiminle konuşuyorsun, ben olmadan o arkadaşlarınla buluşamazsın ya da akrabalarına gidemezsin, fırsat buldukça telefonlarını mesaj ve kişi listesi, sosyal medya kontrolü’ yapıyor ise ve tüm bunları gerçekleştirmeyi reddettiğinizde ‘ anladım sen artık beni sevmiyorsun? ‘ tarzı konuşmalar ile size duygu sömürüsü yapıyorsa ortada gerçek bir saygı sevgi ilişkisinden bahsedemeyiz. Bunun altında bazı psikolojik sorunlar yatmaktadır. Eşler Arası Kıskançlığın Dozu Ne Olmalı?

Aşırı kıskanç bireylerde öz güven eksikliği, kaybetme duygusu ve çocukluk dönemi travmaları yatmaktadır. İlişkilerde başlarda kıskançlık hoşa giden bir durum gibi görülse de zamanla bu tahammül edilemez bir hal alacaktır. Kişi kendini bunalmış, bir kafese hapsolmuş, yorgun, bıkkın, suçlu hissedebilir. Kıskançlık bir zayıflık göstergesidir. Ve bu durumu uygulamak karşı tarafı aşağılamakla eş değerdir.

Sevgiyi göstermenin bin bir şekli vardır. Bunun farkında olup ilişkinizi bir başkası ile karşılaştırmayın, büyük ihtimal özendiğiniz ilişki fazla uzun sürmeyecek veya evlilik gerçekleşirse de üzücü olaylarla karşılaşılacaktır. Unutmayalım ki eş de olsanız her bireyin kendine ait bir hayatı, beklentileri, ilgileri, arkadaş ortamı, ailesi, iş çevresi vardır ve çiftler birbirlerine saygı duymalı eşinize birey olmasına izin vermelisiniz. Aksi takdirde ilişkide soğukluk ve ayrılık kaçınılmaz olacaktır. Sizler de bahsettiğimiz durumları yaşamış veya yaşıyor iseniz ve problemi çözemiyorsanız Ant Aile Danışmanlık Merkezimize gelerek uzman desteği alabilirsiniz.

Yazar Hakkında Bilgi Almak İçin Tıklayınız.

Yazan

Aile Danışmanı Eğitimci Meltem ACAR 

tel:5462934687

 

bir yorum bırakın